28 Eylül 2012 Cuma

Zinde bir ‘Günaydın’

Şu son zamanlarda Facebook’ta dönen uyuma stilleri var ya. Baktım da, ben 10 numarayım ve evet ‘rahatına düşkün’ doğru bir tanım çünkü uyurken gerçekten dinlenmek için yatıyorum. İnanılmaz dinç ve huzurlu uyandığım da bir gerçek. Şimdi size de bir sır vereceğim. Uygulayın, göreceksiniz ki kendinizi nasıl rahatlamış ve zinde hissediyorsunuz. Anlatmadan önce söylemem gereken en önemli şeyi atlamayayım da ilk günden vazgeçip, kendi kendinize sinirlenmeyin. Benim bu işi kavrayıp, tamamıyla hayatımda uygulayabilmem tam 1 senemi aldı. Evet, hergün denemedim. Kimi zaman vazgeçtiğim oldu. İlk başlarda ‘ne aptalım’ diye kendime çok kızdım ama olay oymuş, herkesin başına gelirmiş. Şimdi başlayalım. Gece yatağınıza gittiğinizde dediklerimi harfiyen uygulayın ama sakın sözümden çıkmayın. Öncelikle sırt üstü yatıyorsunuz. Başınızı serbest bıraktınızda düşmeyecek bir pozisyon alın. Mesela ben sağdan, soldan yastıkla desteklerim. Hava çok sıcak değilse üzerinizi örtün, sonradan kalkıp, örtünmek uykunuzu bölecek veya kalkıp, üzerinizi örtmek zor geldiği için sabaha kadar kendinizi kasacaksınız ki bu da en istemediğiniz şey olacaktır. Doğru pozisyon aldıktan sonra yapmanız gereken şey, vücudunuzu rahatlatmak. Bütün gün çok yoruldunuz, kaslarınız sürekli hareket halindeydi. Yazık, bari akşamları dinlenebilsinler. Amacımız, hücrelerimizi dahil azat etmek, sadece 8 saat için. O yüzden gevşemeye başlamamız gerekiyor. Bunu birden yapamayacağımız için vücudumuzu parçalara bölüyoruz. Sırası çok önemli. ‘Ben bu bölümü atladım veya bu sırada değil de şu sırada yapmak istedim’ demeyin çünkü şuan siza saçma gelebilir ama yaparken mutlaka sırayı değiştirmek istiyorsunuz, örneğin göğüsten sonra ellere geçmek zor geliyor. Önce başıma kadar bitireyim diyorsunuz ama bütün bunlar boşa vakit kaybı olur. Ben böyle 1 ayımı cope atmıştım. Bir ilmi olduğunu nerden bilebilirdim. Kimse de beni ‘Aman sözümden dışarı çıkma’ diye uyarmamıştı. ☺ Ben hatamdan ders aldım, sizing de başınıza gelmesini istemiyorum. Evet, başa dönerek, kesintisiz yapmanız gerekenleri anlatacağım: Doğru pozisyonu aldıktan sonra sadece düşüncelerinizi rahatlamaya vermeniz gerekiyor. Başka hiçbir şey düşünmeyin. Adım adım vücudunuzu takibe alın. Önce ayak parmak ucunuzdan, bileğinize kadar gevşeyin. Ardından bilekten dizlerinize, dizlerinizden kalçanıza, göbeğinizden göğsünüze kadar. Bir hafifleme, boşalma, rahatlama hissetmeniz gerekiyor. Garip bir his, mesela gevşedikten sonra bacağınızı hareket ettirmeye haliniz kalmayacak. Vücudunuza o kadar çok odaklanınca, mutlaka oranız buranız kaşınacaktır. Unutun. Kaşımayın, bir sure sonra geçer. Hah, dayanamadınız mı? Herşey sıfırdan başlar. Mesela, belnizden bükülüp, dizinize kadar hareket mi ettiniz… İşleme dizinizden itibaren sıfırdan başlayın. Göğsünüze kadar gevşediniz değil mi? Onu orada bırakıp, el parmak uçlarınıza geçeceksiniz. Kollarınız vücudunuzun iki yanında, yatakla temas halinde olmalı. Düm düz uzatın. Parmak uçlarınızdan, bileğinize kadar gevşetin. Ardından bileğinizden dirseğinize, dirseğinizden omzunuza kadar. Ardından göğsünüzden boynunuza kadar gevşettiğinizde artık boynunuz dışında hiç bir yerinizin kıpırdamaya hali kalmamış olması gerekiyor. Benzetmek gibi olmasın felçliymişsiniz gibi. Ardından boynunuzu ve tüm yüzünüz, kafanızın her bir zerresini gevşetin. Hiçbir şey düşünmemeniz gerekiyor. Burası çok önemli. Şimdiye kadar beyninizi vücudunuzu gevşetmeye çalışmak için yordunuz ama artık o da rahatladı. Düşüncelerden arının. İyi şeyler bile düşünmeyin çünkü artık uykuya geçme vaktiniz geldi. Beceremiyorsanız, ‘Ya men hü Allah’ diyebilirsiniz. Durmadan tekrarlarsanız, bir sure sonra fark etmeden uykuya dalmış olacağınızın garantisini veriyorum. Haah ben öyle kelimeler kullanmam mı diyorsunuz, hay hay o zaman tek bir şeye odaklanın o da içinizden sanki birşeylerin çıkıp, gittiği ve sizin de uykusuzluktan ölecek olduğuz ve uyumanız gerektiği… Bir süre sonra bu düşünce size yoracak ve uykuya dalmış olacaksınız. Hiçbir zararı yok! Deneyin, görün. Dediğim gibi ilk etapta saçma, yorucu ve zor. Ama sonra bir ömür boyu dinlendirici uyku. Kadınlar için bir örneğim var; epilasyon. İlk başta acılı ve zor, sonra kolaylık, rahatlık. ☺ Değil mi? Bunu uygulayıp, yapmanız, hayata doğru bir şekilde geçirebilmeniz bir kaç ayınızı alacaktır. Belki sadece 1 ay. Asıl zor olanı, vücudunuza hükmedebilmek. Artık çalar saatte ihtiyacınız kalmayacak, nasıl mı? Tam uyumadan önce kendinize komut vermenizi istiyorum. Kendinize istediğiniz gibi revize ederek, şöyle deyin; ‘Ben yarın saat tam 09:00’da zinde, mutlu ve huzurlu uyanacağım.’ Dediğim gibi, çok uzun süre başaramasanız da birgün bir bakacaksınız ki, baş ucu saatiniz çalmadan uyanmışsınız. Bu yüzden de saatiniz 09:05’e kurun ki, vücudunuz kendiliğinden uyanmayı öğrensin. Haah ‘Benim vücudum zaten alışık, hergün 09:00’da kalkıyorum’ mu diyorsunuz? Gündüz uykusunda deneyin. Herzaman işe yarayacaktır. Bu programın son aşaması. İsterseniz bunu uygulamayın ama mutlaka güzel bir başlangıç için ‘Yarın sabah huzurla, mutlulukla, sağlıkla, (uykunuzu aldığınızı kendinize kanıtlamak için) zinde uyanacağım.’ Demeyi unutmayın. ☺ Anlaşılmayan bir nokta kaldı mı? Şimdi sistemi bildiğim için eksik tarif vermiş olmak istemem. ☺ O zaman size huzurlu uykular!

24 Eylül 2012 Pazartesi

GÖKSELİ

Annem hoş bir koşuşturmaca içinde, ee tabi onunla beraber ben de. Kendisinin kurumsalı, sitesi vs. ilgileniyorum. Zaten işimi yaptığım için, her müşteride duyduğum telaşı, endişeyi, ortaya çıkacak güzelliklerin heyecanını tabiki yaşıyorum ama annemin ki farklı! Senelerdir yapmak istediği hayalini gerçekleştiriyor… Hanginiz hayata ‘dur’ deyip, gerçekten içinizden geçeni yapma şansı verdiniz kendinize? İşte bu yüzden onunla gurur duyuyorum. Evet, bu cesareti edinmesi senelerini aldı ama sonunda oldu. Tam 35 yıllık mesleğinin (bio-kimyager) miladını doldurduktan sonra kendisine mini bir mutfak kurdu. Sadece kendisi! Yanındaki çıraklar bizler… Sanki her sene yaptığı gibi kış için eve tarhana hazırlıyor gibi yazını tarhana yapmakla geçirdi. Geçen senelerde yaptığından tek farkı 5 kg. değil, (atıyorum) 500 kg. yaptı. O kollar koptu, o beller tutuldu. Ama kendi kaşındı. ‘’Ben bu işi yapacağım (arkadaş)!’’ dedi ve yaptı. Bilgi vermek gerekirse, Kasım ayında sitesi online. www.gokseli.com Satışlar başlayacak. Facebook ve Twitter sayfalarını şimdiden takibe alabilirsiniz ama yoğun iletişim, siteyle beraber karşınızda olacak. @GokseliTatlari Ne mi yapıyor? Dediğim gibi bu yaz onun için uzun mesailerden ibaretti. Babaannemin tarifiyle tarhana yaptı. Salihli tarhanasını elleriyle yoğurdu. Çeşit çeşit reçel yaptı, once kaynattı, sonra Ege güneşinde koyulttu onları. Sabahat Abla ve Nazire’nin de yardımıyla erişte açtı. O kadar hamur kolay değil tek başına. 3 kadın hallettiler valla. Kendi bahçesinin zeytinlerini topladı, çizdi mi kırdı mı bilmem ama her kış sabah kahvaltımıza tat veren zeytinleri bu sene biraz fazla kiloda hazırladı. Kışın da yan gelip, yatmayı düşünmüyor. Mevsiminde herşeyi, taze taze Ege usulü evlere taşıyalım diyor. Mesela, enginar. Enginarı genellikle kimde annem gibi yapmaz. Ama bir denenmeli! O ağızda dağılışı, su içmeye gerek kalmadan damağınızda bıraktığı o tadı denemeden bilemezsiniz. Ben de anlatamam. Daha kışa doğru mu? Eve misafir mi gelecek, Gökseli hazırlasın bir pizza! Bitsin, gitsin. Amaç, mutfağı seven ama giremeyen/vakti olmayan, mutfağı sevmeyen kişilere hazırlanmış tatlı, tuzlu, meze aklınıza gelebilecek herşeyi sunmak. Pizza diyorduk değil mi, onu da şöyle yapıyor, malzemesini koyup, fırınlıyor. Piştikten sonra üzerine İzmir tulumu ve kaşarı karıştırarak rendeledikten sonra size postalıyor. Siz de sofraya çıkarmadan önce sadece 10 dakika fırınlarsanız hem sıcak servis etmiş oluyorsunuz, hem kendiniz yaptınız havasını veriyorsunuz ☺ hem de lezzetli bir tuzlu boğazınızdan geçiyor. Hahh! Ben mutfağıma kendim girerim, gerek yok mu diyorsunuz? O zaman da tarifler ve püf noktalar için kendisini takip etmenizi öneririm çünkü annemden aldığım tariflerde mutlafa bir nokta başkalarının söylediğinden farklı oluyor ve esas yemeğime lezzet katan şey de o oluyor. Mesela, ayva güzel meyvedir. Katur, kutur yenir ama üzerine bir Turkish Coffee’yle nasıl da tatlı bir hal alır. Bu tabiki bir tariff değil ama düşünğn işte neler bulabileceksiniz. Valla benden söylemesi. Ben kendi hayrıma ve mutfak merakıma sürekli takipte kalacağım. Ben asıl hayallerden bahsediyordum değil mi? Esas konum oydu da ne oldu böyle tanıtımvari bir yazıya dönüştü bu yazı bilemedim. ☺ Annem diye mi acaba? Not: Esas konuya sonra döneceğim.