27 Eylül 2010 Pazartesi

bizim bayramlar



hiç öyle çocuklarıma anlatacak bayramlar yaşamadım. sabah bayram namazına giden bir babam, erkenden kocası camiden dönecek diye kahvaltı hazırlayan annem, "nerede kaldınız gelin de elimi öpün" diye ısrar eden babaannem-anneannem olmadı.
ama bizim bayramlar daha güzel geçiyor sanki. ya da benim işime geliyor. bizde bayram sabahı herkes istediği saatte uyanır. uykusu bitince. ama daha şık giyinilir. öyle pijamayla ya da yazlıktaysan bikiniyle oturulmaz sofraya. mutlaka hep birlikte edilir kahvaltı, öyle tek tek değil. evde ne kadar insan varsa o kadar kişi oturur masaya. bir güzel uzun uzun kahvaltı edilir. sonra annem çikolataları almaya, babam likörleri koymaya... şerefe yapılır. iyi bir bayram dileğiyle... çikolatalar yenilir, sırayla öpüşülür. bazen izin verir bizimkiler el öpmeme, çoğu zaman babam vermez. yanaklarından öptürür. bütün gün uzaktakilere telefonlar edilir. o kadar çok telefonla konuşuruz ki, kulaklarımız ısınır artık ama yine de mesajla bayram tebriği yapılmaz bizim aile de.
sonra akşam olur ve sülaleden ne kadar kişi bir araya gelebilirse o kadar kişiyle yemeğe çıkılır. güzel bir rakı-balık gecesidir genellikle. kimi zaman şaraplı bir yemek. herkes herkesi öper, bayramlaşır ama yine bayram bahane 'yemek-alkol' şahane şeklinde masadakiler silinip, süpürülür apayrı sohbetlerle.
bu sene bayram yemeği bizdeydi. babamın mangalda pişirdiği balıklar, annemin müthiş mezeleriyle afiyetle bir bayram daha geçirdik. bayram yazısı biraz geç olduğu için iyi bayramlar dileyemiorum kimseye. bir dahakine inşallaa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder