hani alıp başınızı gitmek istersiniz ya, tüm yıl sizi saran karmaşadan uzaklaşmak. özellikle istanbul'da yaşayanlar için bu hengameden kaçmak. yorgunsunuzdur. öyle koşturmak, bir yerlere yetişmek veya çalışmak yormuyordur sizi. patrona gülümsemek zorunda olmak, çalışanına dert anlatmak eve gelince sevgiline halinin kalmaması bitap düşürmüştür seni. işte tam bu noktada, önerebileceğim tek adres selimiye. yaza girerken, (ehh bu sene anca girebiliyoruz) tam izin formlarının doldurulduğu dönemde, size benden kusursuz bir kafa dinleme beldesi.
marmaris'in buz olmayan suyunda tüm gün denizde kalabilirim. vakana’nın açık kahvaltısı müthiş olmasa da serinletilmiş karpuzları havuz kenarında mideye lüpletebilirim. ardından üzerime bikinileri geçirdiğim gibi, 10 dakika uzaklıkta orhaniye’deki yat limanında tüm günümü geçirebilirim. havuzun içinde biramı içerken, leziz pizzamı sipariş edip, suyun içinde yüzümü yakabilirim. öğle yemeğinden sonra rahat mı rahat koltuklarda, ağaç gölgesi serinliğinde, üzerime deniz havlumu serip kısacık kestirebilirim. zar zor uyanıp, çarşaf görünmündeki denize atlayabilirim. uzun bir yüzme seansından sonra kahve mi çay mı bilemedim ama kesinlikle neredeyse anneminkiler kadar iştah açıcı pastalarından yiyebilirim. ardından elimde kitabımla minderli bir şezlongta uzanabilirim. akşama doğru son kez havuzdansa denizde ıslanabilirim. artık koşa koşa otele dönüp, üzerimi değiştirmeye gidebilirim. sallanırsam akşam sardunya’daki balık ziyafetine gün batımsız başlayabilirim. Taptaze yeşillikleri, köz kokusu üzerinde patlıcan salatamı, bir parça kavunum ve beyaz peynirimle yiyebilirim. ama daha da önce sunsete karşı rakıları tokuşturabilirim. şefe kaç kilo bilemedim ama büyükçe bir tuzda balık sipariş edebilirim. o da bana ateşler içinde, tuzları yakarak şahane görüntülü, löp etli balığımı getirebilir. tüm balığı masadakilerle paylaşabilirim. ama elim büyüklüğündeki kafasını tek başıma götürebilirim. son doublemi de meyve ve fırınlanmış helvamla mideye indirebilirim. Biraz yürüyüş yapabilirim çünkü patmak üzere olabilirim. önüme çıkan dükkanların rengarenk şalvarlarından birkaç tane alabilirim. istanbullu bir ailenin işlettiği hoş müzikli kafede babanın hazırladığı kokteyllerden içerken, annenin yaptığı tatlıyı masadaki herkesle bölüşebilirim. biraz jazdan sonra sahil kenrında cila niyetine biralarla tüm grupla şarkı söyleyebilirim. tam bu noktada selda'yı yanımda isteyebilirim. irem varsa da idare edebilirim. repertuvarım yetmeyebilir, yardım isteyebilirim. ehh sabaha karşı yorulmuş olabilirim. ve ertesi gün yapacağım yepyeni atraksiyonlar için yatağıma sızmaya gidebilirim.
işte benim selimiye’m de böyle! tarzını sevene...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder