murphy amca var ya, "günün birinde melis kız çocuğu benim şu abuk kuralları uygular" diye bazı çalışmalarda bulunmuş. şimdi siz bana son günlerde düz giden birşey sorun. sorun, sorun... ama gelin görün ki ben düşün taşın, yok hatta imkan yok yanıtlayamam. :) yani bir şekilde yoluna koyuyorum hayatı da; öncesinden maksimum aksilikle başa çıkmak zorunda kalıyorum.
mesela bugün nasıl bir akla hizmet (her kararım bir yanlış çıkıyor ya) bilemedim ama her zaman boş olan ve haklı olarak bugün de boş olduğuna inandığım bir yoldan toplantıya yetişmeye çalışıyordum. aslında kendime çokta haksızlık etmeyeyim çünkü yolumu değiştirmeme sebep olan anayol hep mi trafikle boğuşur be kardeşim! gelin görün ki, tam da benim kendilerini bırap, bir üst yola geçip, kendisini tepeden kontağı çevirtecek kadar felaketle karşılaşıp, herzaman ki sıkışık şu benim caddenin akan bir gidişatı olduğunu seyretmek müthişti doğrusu. mıstık’ın (tayfur’un arabası) durduğu; genellikle tercih etmediğim ama ne zaman kafamı çevirsem bir arabanın bile olmadığı tek şerihli yolda bir kamyon kalakalmış. trafik felç desem yetmez. gıdım ilerlemiyor kereta. “banane geç kalırsan, kal” der gibi. ne yapayayım, mıstık ve önünceki-arkasındaki tüm dostları beklemeye koyuldular. tayfur’la ben de mıstık’a destek... neyse bir süre sonra başka bir kamyon nasıl becerdi bilemedik ama arabanın bile zor geçeceği yerlerden geçip, bizim arızalı kamyonu çekti götürdü. biz mi? toplantıya yetiştik. mıstık bizi geç bırakacak diye perişan...
yani böyle... murphy amca’nın bana oynadığı küçük oyundan ufacık bir örnek. ama düşünün ki, böyle yatıp, böyle kalkıyorsunuz. ne yapardınız? valla sizi bilmem ama ben bu perşembe baya büyük bir kız matinesiyle kurşun döktürüyorum.
aman amannn allah nazarlardan saklasın. :) nasıl geçtiğine dair bilare bilgilendireceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder