15 Şubat 2011 Salı

ahhh egolar ahhh, hepimizi yoruyorsun! özellikle sahiplerini...

türkiye'de olduğumuz için bunları yazmamam gerekiyor ama tutamıyorum kendimi.
daha sonra emre'ye yol-su-elektirik olarak dönerse yapacağımı da biliyorum ama.

2 gün önce emre türkiye şampiyonu oldu. ödülünü veren kişinin konuşmasından bahsetmek istiyorum. emre'yi birilerinin tebrik etmesi çok kolay. mesela turnuvada 2. olan mustafa yılmaz. çok yakın arkadaşı ve emre'nin 1. olmasından eminim ki hiç şikayetçi değil, hatta emre adına seviniyor.

ama gelin görün ki bazıları hiçte mutlu olmuyor. neden mi? ben emre'nin satranç hayatı boyunca bunu çözemedim. karşıma çıkıp, anlatsalar bu çocukla dertleri ne 'eyvallah' deyip, geçeceiğim. birazcık gazetecilikten anlarım. baya az buçuk. ama bir haber yapılırken, ne niyetle yapılıyor görebiliyorum.

mesela, şampiyona bittikten sonra bir takım yerlerde bunun haberleri yapıldı. haber nasıl mı yapıldı? şöyle ki; 'şu şu şu masalar berabere kalınca. emre can 1. oldu.' şimdi, biraz cevap vermek isterim.
1.liği paylaşmak gibi bir durum yoktu bu turnuvada. şayet 2-3 kişi turnuvayı aynı puanda bitirseydi, 1.lik için maç yapılacaktı.
2. söylemek istediğim şey, emre değil de başkası 1. olsa bu haber bu şekilde mi yoksa; örneğin şampiyon ben oldum. 'bu senenin türkiye şampiyonu melis can, tebrik ederiz!' şeklinde mi olurdu?

bence 2.si. daha söyleyecek birşey yok demek isterdim ama bugün turnuvanın ödül törenine göz atma fırsatı buldum. dereceye girenlere ödül veren kişi bir konuşma yapmış. özetle şöyle; 1.liği emre'nin alacağını hiç beklemiyormuş çünkü emre genellikle kolay kaznırsa kazanırmış, durumu iyi değilse hep beraberlik yaparmış mış mışta mış mış...

buna verecek o kadar çok cevap var ki. ben değil diğer türkiye'nin en iyi oyuncuları söylesin. emre kesinlikle beraberlik için oynamaz! emre ya kazanır ya kaybeder, çok zorunlu kalmadıkça beraberlik en sevmediği, en kişiliksiz sonuçtur onun için. nasıl oluyor da, ödül veren kişi bu kadar satrancın içindeyken, oyuncularından en önemlilerinden birinin oynama stilini bilmiyor şaştım doğrusu.

ayrıca 'tebrik ederim' demek bu kadar zor mı acaba? ne enteresan bu insanlar şaşıyorum gerçekten. ve emre'nin gayet mütavazi bir şekilde bu cümlelere cevap vermeyip, sadece gülümseyerek karşılık vermesini çok büyük bir olgunluk örneği görüyor. kendim o kadar olgun olamayıp, bunları yazdığım için bana kızacağını adım gibi bilmeme rağmen içimi boşaltma isteğimi de dünyada en çok sevdiğim kişiye duyduğum koruma iç güdüsüyle yaptığa inanıyorum.

saygılarımla...

not: bütün dünya buna inansa bir inansa hayat bayram olsa. insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa uzansak sonsuza.

2.not: hep sanat dünyasının içinde olup (konservatuvar), ego çatışmalarına çok şahit oldum, göğüs gerdim, karşı durdum. ve bu ister emre olsun, ister bir başkası; azınlıkta kalmış, hatta tek başıma duruyor bile olsam bir başkasının hakkını savunmaya devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder